Yaratıcı Yazarlık Eğitimi

S.S.S.

  1. Yaratıcı yazarlık nedir?

Yaratıcı yazarlık, yaratıcılık melekesini kullanmaya yönelik bir yazma çalışmasıdır. Özgün ve benzersiz olan, daha öncekilerden farklı yönleri bulunan bir edebi ürün ortaya koymak yaratıcılığın ön plana çıkması anlamına gelir. Peki, nedir o zaman yaratıcılık?

Yaratıcılık, soyut bir dünya inşa etme sürecidir. Maddesi olmayan, herkes tarafından fark edilmesi imkânsız, ancak ifade edildiğinde başkalarınca görülebilen, duyulabilen ve hissedilebilen bir dünyadır bu. Bu dünyada sanatçının bireysel duyarlılıkları ve yorumları vardır, hatta bunlar ön plandadır. Sanat adamı, yaşadığı dünyayı zihinselleştirerek yeni bir surette ifade eder. Alayları kendi oluş şartlarına göre değil de yeni ilişkilerle verir, kişiler gördüğü ve tanık olduğu insanlardan farklılaşır, zaman ve mekân olayların gerçekleştiği zaman ve mekândan hayli farklıdır. Sanat adamı (yazar, ressam, heykeltıraş, müzisyen…) farklı malzemeleri kullanarak zihninde oluşturduğu, yani yarattığı bu dünyayı ifade eder.

Yaratıcı yazarlık, yaratıcılıkla ilgili tüm girişimleri yazıyla ifade etmektir. Malzemesi dil olan yaratıcı yazar, adeta dile can vererek zihnindeki dünyayı somutlaştırır. Öykü ya da romana özgü teknikleri kullanarak yeni bir dünya yaratır, bu dünyada olayları gerçekleştiren bir ya da birkaç tane kahraman vardır, bu kahramanlar belli kişilik özellikleriyle sergilenir, yaşadıkları coğrafyaların gerçektekilere benzer ama gerçektekilerden ayrılan tarafları bulunur. Kısacası dili kullanarak dışarıda gördüğümüze benzer bir dünya yaratmaya çalışan sanatçı yaratıcı yazarlık yapmış olur.

Ancak dış dünyaya ait verileri bozarak yeni bir dünya inşa eden herkes yaratıcı yazar olabilir mi? Elbette bu mümkün değil. Yaratıcı yazar olabilmenin en önemli koşulu, öykü ve roman tekniklerini bilmek, metni bu tekniklere göre inşa etmektir. Başınızdan geçen olayları anlatmanız, bu olayları olduğu gibi ya da kısmen değiştirerek ifade etmeniz öykü yazdığınız anlamına gelmez. Bir öyküyü ya da romanı belli bir olay örgüsü modeliyle, anlatıcı ve bakış açısıyla, anlatım tarzlarını kullanarak, zaman ve mekânı kahramanlarla ilişkilendirerek yazabilirsiniz.

Biz, yaratıcı yazarlık atölyelerimizde katılımcılara bütün bu konuları detaylı ve örnekler vermek suretiyle anlatıyoruz.

  1. Herkes yaratıcı yazar olabilir mi?

Pek çok insanın merak ettiği sorulardan biri herkesin yaratıcı yazar olup olamayacağıdır. Kestirmeden söylemem gerekirse okuma yazma bilen, yaşadıklarını sözle yani konuşarak ifade edebilen, kısa da olsa bunları yazıya dökebilen herkes yaratıcı yazar olabilir.

Yaratıcı yazar olabilmek, öykü ya da roman yazabilmek için bilinçli bir faaliyet içerisinde olmanız gerekir. Yani bir öykü ya da roman kaleme aldığınızın bilincinde olmalısınız. Yazdığınız metnin sıradan bir anı ya da günlük metninden farklı taraflarının bulunduğunu bilmeniz, kurmacanın gizemli dünyasına adım atmanızı sağlar. Doğrudan ve bir sohbet ortamında anlattığımız gibi herhangi bir kurmaca ögesine yer vermeden anlattığımız her olay kaçınılmaz olarak anı olmaya yazgılıdır. Bunları anı parçası olmaktan çıkarmak için yapmanız gereken bir kurmacanın teknik ögelerini yazılı anlatımlarınızda kullanmanızdır.

Yaratıcı yazarlık çalışmalarımızda kurmacanın gizemli dünyasına adım atmanızı sağlamak üzere yaşadığınız ya da yaşamadığınız tüm deneyimleri bir öykü ve roman gibi anlatabilmenize yardımcı oluyoruz.

  1. Yaratıcı yazarlık öğrenilebilir mi?

Yaratıcı yazarlık, tıpkı müzik ya da başka bir sanat dalı gibi, herhangi bir spor dalı gibi öğrenilebilir. Unutmamak gerekir ki hiç kimse yazar olarak dünyaya gelmez, birtakım girişimlerle yazarlığı sonradan öğrenir. Yaratıcı yazarlık, yaratıcılık becerisine sahip olduğunu fark eden herkesin aldığı eğitimle öğrenip de icra edebileceği bir sanatsal faaliyettir.

Peki yaratıcı yazarlığı ya da yazarlığı öğrenmek için neler yapmak gerekir? En başta bol bol farklı türlerde metinler okumak gerekir. Roman, öykü, deneme, anı ve günlük gibi metinleri okumak yaratıcı yazarların hem kelime dağarcığını geliştirecektir hem de bu metinlerin yazım tekniğini öğrenmelerini sağlayacaktır. İkincisi bol bol yazmak gerekir. Hiç bıkmadan, usanmadan yazmak yaratıcı yazarın metin kurmanın tekniklerini el yordamıyla öğrenmesini sağlar. Üçüncüsü ve belki de en önemlisi yaratıcı yazarlık atölyelerine katılmaktır ki bazen okunarak anlaşılmayan kurmacanın birtakım teknik ögeleri bu eğitimlerle rahat bir biçimde öğrenilebilir.

  1. Niçin yaratıcı yazarlık eğitimi almalısınız?

Öykü ya da roman yazmak, yazarak olgunlaşmak ve kendinizi var etmek, geriye dönüp baktığınızda bir eser ortaya koyduğunuz için mutlu olmak istiyorsanız yaratıcı yazarlık eğitimi almalısınız.

Elbette, yaratıcı yazarlık diğer sanat dallarında olduğu gibi ilgi ve merak gerektirir. Eğer gerçekten öykücü ya da romancı olmak, kendinizi bu konuda geliştirmek ve okur sahibi olmak istiyorsanız yaratıcı yazarlık atölyelerine katılmalısınız.

Eğitim almaksızın herhangi bir konuda başarı sağlamak mümkün değildir. Özellikle belli bir sanat alanında uzmanlaşmak istiyorsanız ister istemez çeşitli eğitimler almak zorundasınız. Hayal kurmanız, düşünmeniz, düşündüklerinizi ifade sözlü olarak edebilmeniz yaratıcı yazar olmanız için yetmez. Yaratıcı yazar olabilmeniz için hayal dünyanızda yarattığınız dünyayı bir kurgu modeliyle ifade edebilmeniz gerekir. Tabii ki bunun için de yaratıcı yazarlık eğitimi almak durumundasınız.

  1. Online yazarlık eğitimleri yeterli midir?

Yüz yüze ve online (çevrimiçi) olarak yaratıcı yazarlık eğitimleri verilmektedir. Özellikle pandemi döneminde çevrimiçi eğitimler yaygınlık kazanmaya başladı. Yaratıcı yazar olmak isteyenler için çok özel ve ayrıcalıklı bir fırsat olan online eğitimler, yüz yüze eğitimler kadar faydalıdır. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde yaşamayanlar yüz yüze eğitim olanaklarından yararlanamamaktadır. Bu engeli aşmak ancak çevrimiçi eğitimlerle mümkündür.

Zoom gibi altyapılar kullanılarak gerçekleştirilen çevrimiçi eğitimlerde yüz yüze eğitimde yapılan her şey çok rahatlıkla yapılabilmektedir. Belge yansıtma özelliği, katılımcıların eş zamanlı olarak düşüncelerini ifade edebilmesi, ikinci bir yönetici atanabilmesi, sohbet özelliği ve en önemlisi de derslerin kaydedilebilmesi çevrimiçi eğitimleri daha cazip kılmaktadır. Kısacası yüz yüze eğitimlerde ne yapılıyorsa çevrimiçi eğitimlerde de ay çalışmalar yapılmaktadır.

  1. Yaratıcı yazar olabilmek için neler yapılmalıdır?

Yazmak zahmetli bir süreçtir. Düşünceleri, hayal ve duyguları sözlü olarak ifade etmek pek çoğumuz için kolaydır ancak bunları yazıyla ve özellikle de öykü ya dar roman sınırları içerisinde ifade edebilmek zordur. Bunun nedeni, yazının belli bir disiplin istemesi, kurallarının bulunması ve savrukluğu asla kabul etmemesidir. Yaratıcı yazar olabilmek için bu disiplini sonradan edinebilir; düşünce, hayal ve duygularınızı kurmacanın teknik ögelerini kullanarak okurlara sunabilirsiniz. Elbette bunun için de bazı koşullar ve gereklilikler bulunmaktadır.

Yaratıcı yazar olabilmek için en başta gerçekten bunu şiddetli ve en güçlü şekilde istemek gerekir. “Öykü yazacağım.” diyen biri er ya da geç bu amacını gerçekleştirir. Şiddetli ve güçlü bir şekilde istemek yazı çalışmalarına motive olmanızı sağlar. Bir bakıma isteme duygusu sizi ruhsal olarak yazmaya hazırlar.

Psikolojik hazırlık bir öykü ya da roman yazarı gibi düşünebilmenizi ve hayal kurabilmenizi de sağlar. Belki de yaratıcı yazar olabilmek için gereken en önemli husus budur. Tanık olduğunuz her şeyden kurmacanız için malzeme çıkarma telaşında olmalısınız.

Elbette bütün bunları yaparken yaratıcılık yeteneğinize işlerlik kazandırmalısınız. Sizi etkileyen toplumsal ve bireysel her türlü olayı kurgu malzemesi haline getirebilmeniz için bunlar üzerinde zihinsel bir mesai harcamanız gerekir. Sizi etkileyen her olayı bir sanat adamı olduğunuzun bilinciyle değiştirmeli ve dönüştürmelisiniz.

Dönüşüm faaliyetini gerçekleştirirken yerli ve yabancı yazar atalarınızdan yararlanabilirsiniz. Acaba sizin anlatmak istediklerinize benzer olaylar, sizden önceki ya da çağdaşınız yazarlar tarafından nasıl anlatıldı? Bu soruyu sorduğunuz vakit kalem oynatacağınız edebi türü, farklı yazarlardan okumaya başlayacaksınız. Okuma çalışmaları, unutmayın ki sadece yazarları ve bu yazarların eserlerini tanımanızı sağlamaz, aynı zamanda hayal kurmanız için size benzersiz fırsatlar tanır.

Yaratıcı yazar olabilmek için bol bol yazmanız gerekir. Hatasıyla sevabıyla yazdıklarınızla barışık olmalı, asla ve asla yazdıklarınızı basit metinler olarak görmemeli, daha iyisini yazmak için yazı çalışmalarını bir yaşamınızı vazgeçilmez parçalarından biri haline getirmelisiniz.

Bütün bunların dışında yaratıcı yazarlık atölyelerine katılarak çalışmalarınızı daha ciddi bir zeminde sürdürebilirsiniz. Atölyelerde yazdıklarınız alanında uzman eğitmenler tarafından değerlendirilir, diğer katılımcıların eserlerinize ilişkin neler düşündüğünü öğrenir eserlerinizi daha bilinçli bir biçimde yazmaya başlarsınız.

  1. Yaratıcı yazarlık çalışmaları için ilham perisine ihtiyacınız var mı?

İlham (esin) kavramını tanımlamaya başlamak bu sorunun yanıtını verebiliriz. Türk Dil Kurumu’nun çevrimiçi Türkçe sözlüğünde ilham “Tanrı’nın, peygamberlerin yüreğine doldurduğu tanrısal âleme özgü duygu ve düşünceler. Etkilenme, çağrışım veya içe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu, düşünce.” anlamlarına gelmektedir. Daha çok şiir sanatı söz konusu olduğunda önemli bir araç olarak görülen ilham, yukarıdaki tanımda da görüleceği üzere metafizik bir olaydır. Yani İlahi bir duyuş ve düşünüşün sonucu olarak kişilerin kalplerine verilen duygu ve düşüncelerdir. Peki, yaratıcı yazarlıkta ilham (esin) bu tanımları dikkate alınırsa geçerli ve önemli bir araç mıdır?

Şiir söz konusu olduğunda belki durum anlaşılabilir. Sınırlı bir söz dağarıyla yazılan, imge ve sembollerin yoğun olarak kullanıldığı şiir metinlerinde anlık duyuş ve düşünüşler önemlidir. Oysa söz dağarı açısından şiir metinlerine göre daha geniş hacimli metinler olan öykü ve romanlarda ilham çok da işe yaramaz. Şiir kapalıdır, duygu ve düşünceyi belli söz oyunlarıyla ve metaforlarla verir şairler. İlginç buluşlar ve bu buluşların birkaç sözcükle ifade edilmesi şiirlerde oldukça önemlidir. Oysa şiir metinlerine göre çok geniş bir vokabülerle (söz dağarı) kaleme alınan öykü ve romanlarda yazarlar açık açık anlatmayı sever. Bundan dolayı duygu ve düşünceyi genişletmek gerekir. İşte ilham, yani anlık bir duyuş ya da düşünüş öykü ve romanlar için geçerli bir yaratım aracı değildir. Yazar, şair gibi kendisine Tanrısal bir esin gelmeden de duyar ve düşünür. Son aşamada da duyuş ve düşünüşlerini söze döker. Oysa şairler kendilerine gelen ilhamla, bir duyguya ya da düşünceye birkaç kelimeden oluşan bir mısrayla can verebilir.

Belirtmek gerekir ki öykü ve roman yazarın ilham beklemeden, ilhamı kendi içinde bularak kalarak yazdığı metinlerdir.

  1. Yazarken niçin tıkanırsınız?

Pek çok yazar, hayal kurarken ya da düşünürken türlü nedenlerden dolayı yazamayabilir. Buna “tıkanıklık” diyoruz. Bunun nedeni zihnin de beden gibi çalışmasıdır. Nasıl ki beden herhangi bir rahatsızlık yaşadığında sıradan faaliyetlerini yerine getiremiyorsa zihin de kimi sorunlardan dolayı işlerliğini bir süreliğine de olsa kaybedebilir. Ruhsal bir problem, ailevi bir sıkıntı, bedensel bir hastalık ister istemez zihnin istenilen şekilde çalışmasını engeller.

Zihnin tıkanıklık yaşamasının en önemli nedeni, öykü üzerine yoğunlaşamamaktır. Hem öykü üzerine düşünmek hem de o anda başka bir sorunla ilgilenmek durumunda kalmak, doğal olarak üretim sürecinin verimli bir biçimde ilerlemesini engeller. Aynı anda iki şey üzerinde yoğunlaşmamak gerekir, mümkünse eseriniz dışındaki konuları fazla düşünmeyin. Ya da bu sorunları çözümledikten sonra kendinizi eserinize verin.

Tıkanıklık yaşamanın nedenlerinden biri de yazarın aynı konuyu yeni bir bakış açısıyla ele alamamasıdır. Mümkün olduğunca olayları, farklı açılardan bakıp değerlendirin. Hep aynı karakter bağlamında gördüğünüz ve naklettiğiniz olaylar, bir süre sonra kendinizi tekrarlamanıza neden olur. Bu da tıkanıklık alametidir. Böyle durumlarda anlatıcıyı değiştirmek, bir mekânı ya da zaman dilimini daha geniş bir perspektifle anlatmak tıkanıklığı aşmanızı sağlar.

Yazarlar, sadece yazmaya odaklandığı için de bir yerden sonra tıkanabilir. Unutmayın ki bir roman ya da öykü kaleme almak için sadece yazmayın aynı zamanda farklı okumalar yapın. Bir dönemi anlatıyorsanız tarihle, belli bir karakter özelliği öne çıkan bir kahramanı merkeze aldıysanız karakter özelliklerini anlatan ruhbilim kitaplarıyla, bir yerleşim biriminden söz ediyorsanız coğrafyayla ilgili kitaplar okuyun. Böylece yaşadığınız tıkanıklığı kolayca aşarsınız.

 

  1. Yazmaya başlamadan önce neler yapmalıyım?
  2. Kitabımı tamamladıktan sonra ne gibi çalışmalar yapabilirim?
  3. Yazma alışkanlığı edinebilir miyim?
  4. Bir kurgu nasıl oluşturulur?
  5. Eserinizle mesaj vermek zorunda mısınız?
  6. Karakter yaratmak için neler yapmam gerekir?
  7. Çatışma nedir, olay örgüsü üzerinde bir etkisi var mıdır?
  8. Yazım kurallarına dikkat etmeli miyim?
  9. Kitabımı yayımlamadan önce bir editörden yardım almalı mıyım?
  10. Yaratıcı yazarlık atölyeleri faydalı mıdır?
  11. Yazma alışkanlığımı yaratıcı yazarlık atölyelerinde geliştirebilir miyim?
  12. Yaratıcı yazarlık atölyesine katıldıktan sonra ne gibi çalışmalar yapmalıyım?